2 Ocak 2013 Çarşamba

FOTOĞRAFLARLA TELGRAFIN HİKAYESİ

Fazlı KÖKSAL.

Telgraf yeni nesil için yabancı bir kelime…

Oysa, Telgraf 30-40 yıl öncesine kadar en önemli iletişim araçlarından birisiydi… Hatta en önemlisiydi… Mektubun bir haftada ulaştığı, Faksın olmadığı, Yıldırım Telefon görüşmesinin bile 6-7 saatte gerçekleştirilemediği o günlerde Telgraf en hızlı  iletişim aracıydı…

Telgraf üzerine şiirler *yazılır ,Türküler** yakılırdı…

Her PTT Merkezinde Telgraf Alıcıları/Vericileri bulunurdu. Büyük PTT Merkezlerinde gece/gündüz sayıları yüzü geçen Telgraf Operatörleri görev yapardı. Telgraf dağıtmak üzere Telgraf Dağıtıcıları istihdam edilirdi…Büyük İllerde (Ankara, İstanbul, İzmir, Adana) Telgraf Merkezi Müdürlükleri vardı… Telgraf Memurlarının parmakları, saatlerce tuşlara (1960’lı yıllara kadar maniplelere, daha sonraki yıllarda da Telem cihazının tuşlarına) dokunmaktan nasır tutardı… Nikah Salonlarının telgraf dağıtımına, bahşişi bol diye torpilli memurlar görevlendirilirdi. Bu görevi en fazla parayı veren dağıtıcıya satan yöneticiler bile çıkardı.

Eski telgrafçılar, parmaklarını mors alfabesinin temposuyla bir zemine vurarak çok rahat anlaşırlardı. Ve onları eşli kağıt oyunlarında kimse yenemezdi…

Şöyle bir hikaye anlatmıştı bir meslek büyüğümüz;
Eşli bir kağıt oyununda iki telgrafçı sürekli ortak olur. Mors alfabesini kullanmak suretiyle zaman zaman masaya minik darbeler vurarak, birbirlerinin kağıtları hakkında haberleştikleri için kimse onları yenememektedir. Kahvedekiler de yenilme nedenlerini bir türlü anlamamakta ve yenilgilerini onların ustalığına bağlamaktadırlar.Bir gün mahalleye yeni taşınmış birisi kahvehaneye gelir ve bizimkilerin masasında oyuna başlar. Ama telgrafçılar anlaşmalarına rağmen, yeni oyuncu hiç hata yapmamakta ve bunları yenmektedir. Telgrafçılardan birisi mors alfabesiyle arkadaşını uyarır. “Elini gösteriyorsun herhalde dikkat et.” Yeni oyuncu da ufak parmak darbeleri ile masaya vurmaya başlayınca, bizimkiler kulak kesilir. “O elini göstermiyor. Ben de telgrafçıyım.”

Telgrafla ilgili yazabileceklerim, anlatabileceklerim o kadar çok ki.. Ama benim asıl amacım Telgrafın Türkiye’ye geldiği 1850 yılından bu yana çekilen bazı telgraf fotoğraflarını sizinle paylaşmaktı…

*Vüsat O. Bener, Acele Telgraf; Nazım Hikmet,Gece Gelen Telgraf; Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Telgrafın Tellerini; Melih Cevdet Anday, Telgrafhane
**Telgrafın Tellerine kuşlar mı konar, Telgrafın Direkleri Sayılmaz…

İşte tarihi bazı Telgraf örnekleri .

1) 1890 Yılında çekilmiş Bilecik Çıkışlı Pera (Beyoğlu) Varışlı Bir Telgraf. Fransızca Yazılı. 1895 yılına kadar Telgraflarda Zorunlu Dil Fransızca idi. Osmanlıca yazılmış telgraflar kabul edilmezdi.
2) 1900 yılına ait reklamlı bir telgraf.
3)1911 tarihli bir Osmanlıca telgraf.
4)1915 İstanbul-Üsküdar Damgalı bir telgraf.
5) 1924 yılında İstanbul’da çekilen Almanca bir telgraf.
6) 1942 Yılında çekilen bir evlilik tebrik telgrafı. Telgraf Çocuk Esirgeme Kurumuna yardım amacıyla çıkarılan Telgraf Muhafazasına yapıştırılmış.
7) 1949 tarihli acele telgraf
8) 1953 Yılında Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın çektiği bir tebrik telgrafı.
9) 1962yılına ait bir telgraf.
10) 1963 yılına ait bir telgraf.
11) 1964 yılında Osmanlı Bankası yetkilileri arasında teati edilen bir telgraf.
12)1968 tarihli bir telgraf
13) 1978 tarihinde çekilen bir Acele Telgraf.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder