NUTUK’DA TELGRAF VE TELGRAFÇILAR
İstiklal
Savaşımızın yazılı kaynaklarının büyük bölümü Telgraf Belgelerine dayanır. En
temel kaynak olan Mustafa Kemal Atatürk’ün hitabet abidesi eseri “Nutuk”da yüzlerce telgraf örneğine yer verilmiştir. [1]
Nutuk’ta 829 telgraf, 256 telgrafname, 56 telgrafhane, 29 telefon,
170 muhabere, 32 telgraf(telefon) hattı kelimesinin geçmesi, haberleşmenin istiklal savaşımızda ne kadar
önem taşıdığını gösterir.
Atatürk’ün Telgraf haberleşmesine,
haberleşmenin gizliliğine, telgraf merkezlerini kontrol altında tutmaya,
telgraf hatlarının güvenliğine büyük
önem verdiğini, karargahlarda zamanının önemli bir bölümünü telgrafhanelerde
geçirdiğini NUTUK’daki beyanlarından
anlıyoruz. İşte bu beyanlarından bazıları;
Haberleşmenin
Gizliliğine Verilen Önem;
*) “26 (Haziran 1919)da Amasya’dan
yola çıktım. Tokat’a gelir gelmez telgrafhaneyi kontrol altına aldırarak benim
gelişimin Sıvasa ve hiçbir tarafa bildirilmemesini sağladım. 26/27 gecesini
orada geçirdim. 27 de Sıvasa hareket ettim. Otomobil ile Tokattan Sıvas yaklaşık
altı saattir. Sıvas valisine, Tokattan Sıvasa hareket ettiğime dair açık bir
telgraf yazdım. İmzada, Ordu Müfettişliği sanını kullanmıştım. Telgrafta
bilerek isteyerek yola çıkış saatimi yazmıştım. Ama, bu telgrafın, yola
çıktığımdan altı saat sonra çekilmesini ve o zamana kadar hiçbir yoldan Sivas’a
bilgi verilmemesini sağlayacak önlemleri aldırdım.”Sah.40
*) “Bir gece otomobil ile Tuz Çölü
üzerinden Konya’ya gittim. Konya’ya gidişimi orada kimseye telgrafla
bildirmediğim gibi Konya’ya varır varmaz telgrafhaneyi kontrol altına aldırarak
Konya’da bulunduğumun da hiçbir tarafa bildirilmemesini sağladım.” Sah.654
Telgrafhanelerde ve Telgraf Başında Geçirilen Zaman;
*) “Efendiler, bu yazışmalar
sırasında ben de telgrafhanede bulunuyordum.”Sah.130
*) “Eylülün 11 inci günü, özellikle
12/13 üncü gecesi her tarafta kolordu komutanları telgraf merkezlerine girerek
kararlaştırılmış olduğu gibi İstanbul ile haberleşmeye çalışıyordu. Fakat
Sadrazam ortadan kaybolmuş gibi idi. Karşılık vermiyordu. Biz de, telgraf
başında, Sadrazamın telgrafları alıp
karşılık vermesi için baskı yapıyorduk.”Sah.138
*) “11/12 Eylül gecesi yapılmış olan
genel bildiriye ek olarak da şu ricada bulunuldu: Bu gece sonuç alınıncaya
kadar bütün komutanların ve üst düzey sivil görevlilerin ve ilgili kurulların
telgrafhanelerden ayrılmamaları rica olunur. Kongre Heyeti.” Sah 139
*) “Harbiye Nazırının beni telgraf
başına çağırdığını haber verdiler. Dairemizde bulunan makina başına gittim.”sh
207
*) “Vereceğim kararın uygulanmasını
sağlamak için de, bir iki gün telgraf başındaki bütün komutanların
düşüncelerini dinledim”416
*) “İlyas Beye, gerektiğinde bir şey
bildirebilmek için, telgrafhanede bir subay bırakarak, önemli olan işinin
başına gitmesini rica ettim (Belge 77).” Sh 134
*) “ 16/17 Eylül gecesi, Kastamonu ve
yöresi komutanı Albay Osman Bey, Kastamonu telgrafhanesine geldi ve şu telgrafı
verdi: Bugün Kastamonu’ya geldim. İstanbul Hükümetinin adamları ve vali vekili
ve jandarma komutanının hileleri sonucu evimde tutuklandım. Vatanseverlik
örneği subaylarımızın yardımı ile şimdi kurtuldum. Ben de, vali vekilini ve
jandarma alay komutanını birlikte tutuklattım. Telgrafhaneyi işgal ettim.”162
*) “Sivas’ta bulunanlara şu emri
verdim:- Telgrafhane tam kontrol altına alınacaktır. Bir subay komutasında bir
manga asker yerleştirilecektir. “. sh 252
*) “İstanbuldaki Onuncu Kafkas Tümeni
Komutanı Kemalettin Sami Beye de ayrıca
şu emri verdim:…………… İstanbul’daki telgraf haberleşmelerini güven altına
almanız gereklidir (Belge 223).Sah.364
*) “4 Mart 1920 tarihinde
Komutanlara, valilere, mutasarrıflara ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Başkanlıklarına, ayrıca şu genelgeyi de gönderdik: İtilâf Devletlerinin
dayanılmaz bir durum alan karışmalarından ve baskılarından hükûmet, 3 Mart
dünkü gün çekilmiştir. …..
Milli gayeleri karşılayamyacak bir
hükûmet başkanına, milletin, katlanamayacağını çok sert bir dille padişaha,
Meb'uslar Meclisi başkanlığına ve basına bildirmek gerekir. Bu telgraf alındığında,
dakika kaybedilmiyerek bu yolda telgraflar hazırlanması ve bu gece kesinlikle çekilmesi
hazırlıklarının tamamlanması ve buraya da yarın sabaha kadar bilgi verilmesini önemle
rica ederiz.
Efendiler, verdiğimiz direktif
gereğince, memleketin her tarafından, milletin her yönetim katından 4/5 Mart
gecesinden başlayan telgraf fırtınası, ayın beşinci ve altıncı günleri, Padişah
ve Meb’uslar Meclisi saraylarında istenilen etkiyi yaptı.”(Sadrazamlığa eski
Bahriye Nazırı Salih paşa getirildi)
Telgrafçılara Verilen Görevler, Telgrafçıların İstiklal
Savaşına Katkıları;
*)“Efendiler, biz, İzmir halkının da
gerçekten seçimlere katılmasını sağlamak istiyorduk ve o yolda çeşitli
vasıtalarla amacımızı duyuruyorduk. Fakat,Yunanlılar, elbette engel oluyorlardı.
29 Ekim 1919 tarihinde, bu durumu. İtilâf devletleri temsilcilerine ve yansız
elçiliklere protesto ettik ve İzmir Telgraf ve Posta Başmüdürü bulunan Etem
Beye yazarak İzmir halkına da bunu duyurmasını istedik.”
*)Nutuk’un 405-406. sayfalarında
Manastırlı Hamdi’nin İstanbulu’un İşgalini Ankara’ya bildirişi anlatılır. Bu
bölüm şu cümlelerle biter; “Bu vatansever ve yiğit kişi, Manastırlı Hamdi
Efendi olmasaydı, İstanbul’da geçen acı olaylardan haber almak için kim bilir
ne kadar beklemek zorunda kalacaktık. İstanbul’da bulunan bakan, meb'us,
komutandan, örgütlerimizdekiler içinden bir kişi çıkıp zamanında bize haber
vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor. Demek ki tümünü şaşkınlık ve korku
kaplamıştı. Bir ucu Ankara’da bulunan telin İstanbul’da bulunan ucuna
yanaşamayacak kadar şaşkın bir hale gelmiş oldukları yargısına varmak bilmem ki
doğru olur mu? Telgraf memuru Hamdi Efendi sonradan kendisi Ankara’ya gelerek
karargâhımız telgraf memurluğunu yapmıştır. Kendisine borçlu olduğum teşekkürü
burada herkesin önünde belirtmeyi millî ve vatanî ödevlerimden sayarım.”
Sah.405-406
*)“Efendiler, İtilâf Devletleri
Kuvvetleri, İstanbul telgraf merkezlerini işgal ettikten sonra, memlekete
telgrafa resmî bir bildiri yayımlamak istediler. Yaptığımız uyarı ve hatırlatma
üzerine -bazı merkezler dışında- hiçbir yerden bu resmî bildiri alınmadı.” Sah
406
*)“Efendiler, olaylar hakkında
başkaca bilgi gelmesini beklemeksizin, Telgrafçı Manastırlı Hamdi Efendinin
verdiği bilgilerden ve bu bilgileri doğrulayan, işgal kuvvetleri bildirisi içeriğinden,
durumun niteliğini anlayarak gerekli ve ivedi gördüğüm önlemleri, açıklandığı
gibi hemen işgal günü aldım ve uyguladım.” sah.412
Telgraf Hatlarına Yapılan Sabotajlar;
*)“Bolu ve Çevresi Komutanı Mahmud Nedim
Beyin, Düzce’den yazdığı 9 Nisan 1920 tarihli şifresinden de, 8 Nisanda
Adapazarı’nda Milli Kuvvetlere karşı gösteriler yapıldığı, Hendek ile Adapazarı
arasında telgraf ve telefon hatlarının kesildiği …….. anlaşıldı.”422
*)“Efendiler, 1919 senesi içinde,
ulusal girişimlerimize karşı başlayan iç ayaklanmalar, hızla memleketin her
tarafına yayıldı. ……………….Karargâhımızla şehir arasındaki telefon ve telgraf
hatlarını kesmeye kadar varan kudurmuşçasına saldırılar karşısında kaldık.”434
*)“Ayaklananlar,…..26 Ağustos 1920 de
Viranşehir’i aldılar. Haberleşme ve bağlantılarımızı engellemek için de, o
bölgedeki bütün telgraf hatlarını kestiler.”Sah 442
İstanbul PTT’si ile Yaşanan Sürtüşmeler;
*) “Sivas Telgraf Müdürlüğüne de aynı
zamanda, telefonla şu emir verildi: "Kongremizden seçilen bir heyetle
telgrafhaneye gönderilecek bir telgrafımızın doğrudan doğruya padişahın özel
kalemine çekilmesinin İstanbul’ca engellendiği bildiriliyor. Bir saat içinde
telgrafın çekilmesine izin verilmezse İstanbul’la bütün Anadolu telgraf
haberleşmelerini kesmek zorunda olacağımızı üstünüze bildiriniz." Sah. 138
*)“İstanbul Posta ve Telgraf Genel
Müdürü Orhan Şemsettin imzalı 11 Kasım 1920 tarihli bir emir de, Kastamonu
Posta ve Telgraf Başmüdürlüğüne geliyordu.
Bu emir Ereğli Müdürlüğüne gönderilen
resmî olmayan bir mektubun zarfından çıkıyordu. Emir, olduğu gibi şudur:
Madde 1 - Anadolu ile başkent
arasında telgraf haberleşmesinin bir an önce kurulması istenmektedir.
Madde 2 - Bu amacın
gerçekleştirilmesi için bir yandan Sapanca ile Geyve arasındaki büyük yol
üzerinde onarılabilecek olan tellerin hızla düzeltilmesi ve öte yandan da
önemli iş ve yapım gerektiren İzmit, Kandıra, İncili ara yolunun yapım ve
onarımına başlanılması uygun görülmektedir.
Madde 3 - Sözü edilen onarımı yapmakla
görevli olan İstanbul Fen Müfettişi Bekir Bey yanında bir başçavuş ve yeter
sayıda çavuşla İzmite gitmeye hazırdır.
Madde 4 - Ellerinde İçişleri
Nazırlığının belgesi bulunan bu görevliler herhangi bir yerde çalışmayı gerekli
görürlerse bunlara yetkililerle görüşerek yardımcı olunması yüksek işbirliğinizden
beklenmektedir. 11 Kasım 1920.
Bu telgraf üzerine, gerekenlere
verdiğimiz emir, İstanbul ile ilişki kurmaktan sakınılması ve telgraf hatlarını
onarma bahanesiyle gelen olursa tutuklanması gereği idi.”sah.496
[1]
Kazım Karabekir Paşa’nın İstiklal Harbimiz Türkiye Yayınevi-1960, General Ali
Fuat Cebesoy’un Milli Mücadele HatıralarıVatan Neşriyat-1953, Cevat
Dursunoğlu’nun Milli Mücadele’de Erzurum 1946-Zirrat Bankası Matbaası, Kenan
Esengin’in Milli Mücadelede İç Ayaklanmalar 1975-Ağrı Yayınları, Utkan
Kocatürk’ün Atatürk’ünToplanmamış Telgrafları TTK Yayınevi-1971 gibi pek çok
eserde kurtuluş savaşında çekilen telgraflara yer verilmiştir.
Satarak ekonomiyi kurtarmaya çalışıyoruz, millilik lafta değil icraatla olur, sağ olasın sevgili arkadaşım.
YanıtlaSil