YİĞİT BULUT’UN YAZILARI VE TÜRK TELEKOM’UN KAYITLARI İLE YİĞİT
BULUT’A CEVAP
02 Eylül
2018 tarihli STAR Gazetesinde Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı, Varlık
Fonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi Yiğit BULUT
imzalı “Telekom Battı” yalanını uyduranlar; İYİ OKUYUN!” başlıklı bir yazı
yayınlandı…[1]
Yazı bazı
doğru değerlendirmeler de taşımakla birlikte, çok önemli yanlışlar içeriyor. Bu
yazıya Yiğit BULUT’un kendi eski yazıları ve Türk Telekomun resmi açıklamaları
ile cevap vereceğiz.
Karışıklığa
yol açmamak için, Sayın Bulut’un 02 Eylül 2018 tarihli yazısını Siyah, kendi
değerlendirmelerimi mavi Sayın Bulut’un eski yazıları ve Türk Telekom’un açıklamalarını
kırmızı renkli olarak yayınlıyoruz. Sayın BULUT’ın büyük harf küçük harf
tercihlerine de müdahale etmedik…
Başlayalım;
BU VİCDANSIZLARA SÖYLENECEK ÇOK SÖZ VAR AMA...YAZMIYORUM...Bir insanda
şeref yoksa hele hele gerçeği bildiği halde sadece zarar vermek için yalanı
dolaştıracak kadar vicdansız ve vatansızsa herşeyi yapabilir...
Sayın Yiğit Bulut’un “gerçeği bildiği halde sadece zarar vermek için yalanı
dolaştıracak kadar vicdansız ve vatansızsa herşeyi yapabilir...” cümlesine aynen
katılıyoruz.
Bakıyorum sosyal medya ortamında koskoca
eski bürokratlar, eski-yeni bazı siyasetçiler ve onlara inanarak veya yalana
ortak olmak isteyerek sürüye katılanlar şunu yazıyorlar; “Türk Telekom’un bankalara ödeyemediği 4,7 milyar dolar yüzünden
bankalar Telekom’a sahip olmak zorunda kalmış”!
Biz köşe yazarlarının
ve siyasetçilerin bu tür açıklamalarına rastlamadık ama sosyal medyada bu tür
paylaşım çok. Ve tabii ki yanlış, borcu ödemeyen Türk Telekom değil OTAŞ.
Yani Harriri, ailesinin sahip olduğu
Oger Telekom A.Ş.. Bu bilgi paylaşımını kasıtlı olarak yanlış yapan var mıdır.
Vardır. Doğru cümle şu Türk Telekomun %55 Hissesine sahip olan OTAŞ’ın
ödemediği 4,7 milyar dolar yüzünden bankalar Telekom’a sahip oldu.
BUNU ORTAYA ATAN KÖTÜ NİYETLİ
SİYASETÇİLERE VE BİLEREK BU YALANA ORTAK OLAN CAHİLLERE BİR KEZ DAHA GERÇEĞİ
YAZMAK VE ÖZELLİKLE KAMUOYUMUZA TÜM SAYGIMLA AKTARMAK İSTİYORUM; BU YAZILAN BAŞTAN SONA YALAN VE UYDURMA OLUP GERÇEK ÇOK FARKLIDIR.
TELEKOM’UN ÖZELLEŞTİRME SIRASINDA İMTİYAZ HAKKINI 2026 YILI VADELİ ALAN ŞİRKET
OTAŞ A.Ş. OLUP, OTAŞ ÖZELLEŞTİRMEDEN DOLAYI OLAN BÜTÜN BORCUNU ÖDEMİŞTİR.
Burada konuyu irdelemeden Yiğit BULUT’un 06.02.2007 Tarihli Radikal
Gazetesinde yer alan “Bu Nasıl Özelleştirme” başlıklı yazısının tamamen
katıldığımız son cümlesini aktaralım;
“Oger'in Türk
Telekom'un satın alma bedelini ödeyecek parası yok. Danıştay'ın verdiği
kararlar doğrultusunda 'sadece işletmeci olduğu, sahibi olmadığı' Türk Telekom
ile ilgili bir arz yapması da hukuken mümkün değil. Böyle bir yapı içinde
Oger'in tek çıkışı var ve onu yapıyor. Yaratacağı ilave kâr ile kendine düşecek
payı artırmak ve Türk devletine olan borcunu ödemek. Türk Telekom'un işletme tecrübesi ve mali durumu yeterli olmayan Oger
Telekom'a satılması ve yaptığı sayısız 'Peşin öderiz, kredi alırız' açıklamalarına
rağmen ortada hâlâ bir şey olmaması özelleştirme
tarihimizdeki en büyük skandaldır...”
Evet
Yiğit Bulut’un da belirtiği gibi Harririlerin Sahip olduğu OTAŞ (Oger Telekom)
ihaleyi kazanmıştı. Ancak ihaleyi ödeyecek parası yoktu. Mecburen taksitlendirme
yoluna gitti. Peşinatını ve İlk Taksit bedelini ödedi. Ancak ilk seçimlerde muhalif bir partinin
seçimi alması ve Danıştay’ın ihale kararını iptal etme ihtimalini gözeten OTAŞ
bankalardan kredi alarak ihale bedelinin kalanını da ödedi. Özetle Bu konuda
yiğit Bulut doğru söylüyor, OTAŞ’ın hazineye borcu yoktur.
Yiğit
BULUT’un yukarıdaki bölümdeki yanlış ifadesi “İMTİYAZ
HAKKINI 2026 YILI VADELİ ALAN ŞİRKET OTAŞ A.Ş.” cümlesidir. Hayır OTAŞ’ın zaten A.Ş kısaltmasını içerdiği yeniden A.Ş yazılmasının
yanlış olduğu gibi ayrıntılardan
bahsetmiyoruz. BTK ile o
günkü adı ile İmtiyaz Sözleşmesini imzalayan OTAŞ Değil Türk Telekom’dur.
2026’ya kadar imtiyaz hakkı olan OTAŞ değil Türk Telekom’dur. OTAŞ Hazine ile
Hisse Satış Sözleşmesi imzalamıştır. İmtiyaz Sözleşmesinin tarafları Türk Telekomünikasyon A.Ş ve Telekomünikasyon Kurumu (Şu andaki adıyla BTK)
Bazılarını Türk Telekom ile OTAŞ’ı karıştırmakla suçlayan Yiğit BULUT, burada kendisi OTAŞ ile Türk Telekom’u karıştırmıştır
(?).
AYNI OTAŞ BAŞKA FAALİYETLERİNDE
KULLANILMAK ÜZERE BAŞTA 3 BÜYÜK TÜRK BANKASI VE BİRÇOK YERLİ-YABANCI BANKA İLE
ARASINDA KREDİ İLİŞKİSİ KURMUŞ OLUP, BURADAN KAYNAKLANAN BORCUNU ÖDEYEMEDİĞİ
İÇİN, BU BORCA KARŞILIK OLARAK TELEKOM’UN % 55 HİSSESİNİ BANKALARA DEVRETMİŞTİR.
SÖZ KONUSU BORÇLU ŞİRKET OTAŞ A.Ş. OLUP, BORÇ-ALACAK İLİŞKİSİ OTAŞ A.Ş. İLE
BANKLAR ARASINDA TELEKOM HARİCİ BİR KONUDUR!
OTAŞ niye kredi almış.
İsterseniz bunun cevabını Türk Telekom kayıtlarından arayalım;
Doğrudan ve dolaylı paylarla büyük ortak
olan Hariri ailesinin kontrolündeki Oger Grubu; Türk Telekom’un yüzde 55’i için verdiği 6 milyar
550 milyon dolarlık teklifin 1.3 milyar dolarını peşin ödemiş
2006 yılında 1.4 milyar dolarlık taksit ödemesini yapmıştır. (OTAŞ), aynı yıl Türk Telekom’un yüzde
19.8’ine karşı lık gelen hissesini Citicorp Trustee’ye rehin vererek kredi
aldığını görüyoruz. “
Bakınız “Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi 31 Aralık 2006 ve 2005
Tarihleri İtibariyle Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Özel Denetim
Raporu”nda OTAŞ’ın ilk aldığı kredi ile
ne deniyor;
“31 Aralık 2006 tarihi
itibariyle, Hisse Rehin Anlaşması uyarınca OTAŞ’ın sahip olduğu Şirket
hisselerinin %36’sına tekabül eden 693.000.000.000 adet hisse üzerinde Citicorp
Trustee Company Limited (Citicorp Trustee)’nin, %64’üne tekabül eden
1.232.000.000.000 adet hisse üzerinde ise Hazine’nin rehni bulunmaktadır.
Citicorp Trustee’e verilen rehinler OTAŞ’ın Citicorp Trustee’den temin etmiş
olduğu kredilerle ilgilidir. OTAŞ kredi sözleşmesi, OTAŞ’ın, Şirket’in ve
Avea’nın hisselerinin satışına, transferine ve dilüsyonuna kısıtlamalar
getirmektedir.” S.46[2]
OTAŞ; Mart 2007’de Türk Telekom’daki tüm
hisselerini ipotek edip 3.5 milyar dolar tutarında kredi alıp, özelleştirme borcunun kalanı olan
4 milyar doları aşkın ödemeyi bir seferde yapmıştır. Bu durum yine TTAŞ 31
Aralık 2006 ve 2005 Tarihleri İtibarıyla Konsolide Finansal Tablolar ve Bağımsız Özel Denetim Raporu’nda
şu şekilde yer almıştır:
“23 Mart 2007 tarihinde OTAŞ bir grup
uluslararası ve yerel bankalardan 3.500.000* ABD doları tutarında uzun vadeli kredi temin
ederek, Türk Telekom’un hisselerinin alımından dolayı oluşan Hazine’ye borcunu 4.192.000* ABD doları ödeme
yaparak kapatmıştır.”(s. 56)[3]
Yani Ojer Telekom’un 2006 ve 2007’de aldığı Kredileri, Türk
Telekom Hisselerinin bedelini ödemek için kullandığı Türk Telekom Özel Demetçi
raporlarıyla sabit. Pekiyi anlaşmazlığa konu 2013 yılında alınan kredileri Ojer
Telekom niçin almış.
Bu konuda Türk Telekom KAP’a yaptığı 28.05.2013 tarihli
açıklama şöyle;
Şirketimiz hakim ortağı Ojer Telekomünikasyon A.Ş tarafından Şirketimize
gönderilen açıklama kamuoyunun bilgisine sunulur.
"Ojer Telekomünikasyon A.Ş, 22 Mayıs 2013 tarihinde US$4.478,000,000 ve avro 211,970,000 tutarlarında bir kredi anlaşması imzalamıştır.
Kredi anlaşmasında Akbank T.A.Ş, BNP Paribas Fortis, Citi, Deutsche Bank AG, London Branch, J.P. Morgan Limited ve Türkiye Garanti Bankası A.Ş. Yetkili Lider Düzenleyici (Mandated Lead Arrangers) ve Koordinatör (Coordinating Bookrunners), BNP Paribas Dökümantasyon Temsilcisi (documentation agent), Citibank International PLC Kredi Temsilcisi (Facility Agent) ve Citicorp Trustee Company Limited Teminat Temsilcisi (Security Agent) olarak görev almıştır. Kredinin kullanım amacı mevcut borçların refinansmanı ve vadesinin uzatılması ve bu yolla hissedarlarımıza temettü ödenmesidir. Daha önceki kredi anlaşmalarında olduğu gibikredinin teminatı olarak şirketinizin hisseleri rehin verilmiştir. Hisselere ait tüm haklar Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'de kalacaktır.[4]
"Ojer Telekomünikasyon A.Ş, 22 Mayıs 2013 tarihinde US$4.478,000,000 ve avro 211,970,000 tutarlarında bir kredi anlaşması imzalamıştır.
Kredi anlaşmasında Akbank T.A.Ş, BNP Paribas Fortis, Citi, Deutsche Bank AG, London Branch, J.P. Morgan Limited ve Türkiye Garanti Bankası A.Ş. Yetkili Lider Düzenleyici (Mandated Lead Arrangers) ve Koordinatör (Coordinating Bookrunners), BNP Paribas Dökümantasyon Temsilcisi (documentation agent), Citibank International PLC Kredi Temsilcisi (Facility Agent) ve Citicorp Trustee Company Limited Teminat Temsilcisi (Security Agent) olarak görev almıştır. Kredinin kullanım amacı mevcut borçların refinansmanı ve vadesinin uzatılması ve bu yolla hissedarlarımıza temettü ödenmesidir. Daha önceki kredi anlaşmalarında olduğu gibikredinin teminatı olarak şirketinizin hisseleri rehin verilmiştir. Hisselere ait tüm haklar Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'de kalacaktır.[4]
Yani Ojer Telekom, Türk Telekom hisselerinin bedelini ödemek için
aldığı kredileri öde(ye)meyince bu krediyi aldığı Türk Telekom’un KAP’a yaptığı
açıklamada net olarak anlaşılmaktadır.
YANİ KREDİ OTAŞ’IN
BAŞKA FAALİYETLERİNDE KULLANILMAK ÜZERE ALINMAMIŞTIR. TÜRK TELEKOM HİSSE
ALIMINDA HAZİNEYE ÖDENEN MEBLAĞI KARŞILAMAK AMACIYLA ALINDIĞI BİZZAT TÜRK
TELEKOM KAYITLARINDAN ANLAŞILMAKTADIR. KONU TELEKOM HARİCİ
BİR KONU HİÇ DEĞİLDİR.
ADI GEÇEN BORCUN TELEKOM A.Ş. İLE HİÇBİR
İLİŞKİSİ YOKTUR VE TELEKOM’UN FAALİYETLERİNİ ETKİLEMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR.
Borç Türk
Telekom’un değildir. Ama Türk Telekom’un %55’ine sahip olan OTAŞ resmen iflas
etmiştir. Bu durum Telekom’u nasıl etkilemez? Bir kez müşterileri,
yatırımcıları ve kamuoyunu olumsuz etkiler. Yönetim boşluğu ve karmaşası
doğurur. Oger Telekom’un Türk Telekom
ile ilişkisi kalmamasına rağmen onun seçtiği Yönetim Kurulu üyelerinin atadığı
CEO’dan üst yönetime, çalışanların güvenmesi nasıl beklenir?
Sonuçta Türk Telekom tüzel kişiliğinin bu karmaşadan etkilenmemesi mümkün değildir.
Sonuçta Türk Telekom tüzel kişiliğinin bu karmaşadan etkilenmemesi mümkün değildir.
DEVREDİLEN % 55 HİSSE 2026 YILI SONUNA
KADAR BANKALAR TARAFINDAN SAHİPLENİLECEK VE İMTİYAZIN BİTMESİ İLE TÜRK
TELEKOM’UN 2026 YILI SONU İTİBARİYLE % 55 HİSSESİ YENİDEN DEVLET’E
DÖNECEKTİR...
Sayın Yiğit BULUT’un bu cümleleri kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
Türk Telekom Ana Sözleşmesinin Şirketin Müddeti başlıklı 5. Maddesinde
ŞİRKETİN
MÜDDETİ
MADDE 5
Şirket süresiz
olarak kurulmuştur.
Hükmü yer almaktadır.
Hazine Müsteşarlığı ile OJER TELEKOMÜNİKASYON A.Ş ve SAUDI OGER LİMİTED
arasında aktedilen HİSSE SATIŞ SÖZLEŞMESİ’nin TARAFLARIN BEYAN VE TEKEFFÜLLERİ
başlıklı 7. Maddesinin f fıkrasında;
f-Şirket ve AVEA Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uyarınca süresiz olarak, usulüne uygun şekilde birer anonim şirket olarak kurulmuştur.
f-Şirket ve AVEA Türkiye Cumhuriyeti Kanunları uyarınca süresiz olarak, usulüne uygun şekilde birer anonim şirket olarak kurulmuştur.
İfadesi yer almaktadır.
Bunlardan da Türk Telekom Tüzel kişiliğinin de, hisselerin
geçerliliğinin de süresiz olduğu net olarak anlaşılmaktadır.
Keza Türk Telekom'un web sitesinde yayımlanan 01.07.2018 tarihli "Türk Telekom Hakkındaki iddialara cevap-5" de Sayın Yiğit Bulut'un bu görüşü şu cümlelerle yalanlanıyor;
‘Türk Telekom’u, 6,5 milyar dolara 21 yıl için kiralayıp’ ifadesi tamamen yanlıştır. Türk Telekom’un 21 yıllığına kiralanması söz konusu değildir. OTAŞ, Türk Telekom’un özelleştirilmesini müteakip Türk Telekom hisselerinin yüzde 55’inin maliki olmuş ve bu satıştan kaynaklanan borcunu Hazine’ye ödemiştir. Bu işlem bir kira değil, satış ve mülkiyetin devri işlemidir.
https://medya.turktelekom.com.tr/hakkindaki-iddialara-yonelik-duzeltme-5/
Anlaşılan Sayın Yiğit BULUT İmtiyaz Sözleşmesi ile Hisse Satış Sözleşmesi
hükümlerini karıştırıyor.
Türk Telekom ile BTK arasında akdedilen İmtiyaz Sözleşmesine göre Türk
Telekom’un Sabit Telefon İmtiyaz hakkı
da BTK ile Avea arasında imzalanan
İmtiyaz Sözleşmesine göre Mobil Telefon işletme imtiyazı da 2026’da sona
eriyor. Turkcell ve Vodafone’un imtiyaz
süreleri de 2023 yılında bitiyor.
Bu husus ile ilgili olarak , Türk Telekom İle Telekomünikasyon Kurumu
(Şu andaki ismiyle BTK) arasında aktedilen İmtiyaz Sözleşmesindeki tek hüküm
Sözleşmenin 38. Maddesinin 2. Fıkrası.
Bu fıkrada da şöyle deniyor;
"Sözleşmenin
süresinin sona ermesi veya yenilenmemesi halinde, Türk Telekom, sistemin
işleyişini etkileyen tüm teçhizatı bütün fonksiyonları ile çalışır vaziyette ve
bu teçhizatın kurulu bulunduğu, kendi kullanımında olan taşınmazları Kuruma
veya Kurumun göstereceği kuruluşa bedelsiz olarak devreder.
Bu sürelerin sonunda BTK yeniden ihaleye çıkacak, ihaleleri yine aynı
firmalar alırsa işletmeciliğe devam edecekler. İhaleyi kaybederlerse altyapıyı
ve altyapının kurulu bulunduğu binaların BTK’ya devredecekler. Ancak bu
maddeler o kadar kapalı ki… Altyapının ne olduğu bile tanımlanmamış… Altyapının
kurulu olduğu binaların mülkiyet hakkı konusunda bir açıklama yok… Altyapının kurulu olduğu binanın kiralık
olması halinde ne yapılacağı belirtilmemiş…
Firmalar ihaleyi kaybetse, binlerce personele ödeyecekleri tazminat vb
sorunlar… İhaleyi başka firma alsa devir teslimde yaşanacak sorunlar, kalifiye
eleman bulmada karşılaşacakları güçlükler,
kullanıcıların işletmeci değişmesinden kaynaklanacak sorunları vb..
Sanki imtiyaz sözleşmeler ihale süresinin sonunda da aynı firmalar alsın diye hazırlanmış.
Ve muhtemelen de öyle olacak…
Sanki imtiyaz sözleşmeler ihale süresinin sonunda da aynı firmalar alsın diye hazırlanmış.
Ve muhtemelen de öyle olacak…
Nitekim İmtiyaz Sözleşmesinin 39. Maddesindeki şu hüküm de sürenin
uzatılmasının daha sözleşme imz
Bu Sözleşme süresinin bitiminde
kendiliğinden sona erer. Ancak Türk Telekom, Sözleşme süresinin dolmasından en az
bir yıl önce Kuruma başvurup Sözleşmenin yenilenmesini talep edebilir. Bu talep
Kurum tarafından, Sözleşme süresinin bitiminden en geç 180 gün öncesine kadar
yeni koşullar da dikkate alınmak suretiyle mevzuat ve Kurum düzenlemeleri
çerçevesinde değerlendirilerek, Sözleşmenin yenilenmesine karar verilebilir.
Aksi durumda Türkiye’yi Tahkimde sürecek yargılamalar zinciri bekler…
Yani 2026’da Türk Telekom’un devlete geçmesi gerçeğe dönüşmesi pek mümkün olmayan düş…
HALEN % 55 ÜSTÜ HİSSELER HAZİNE VE VARLIK
FONU’NA AİT OLUP BİR KISIM HİSSE DE HALKA AÇIK OLARAK İŞLEM GÖRMEKTEDİR...
Açıkçası bu cümleden Yiğit BULUT’un ne demek istediğini çözemedik… İlk
bakışta Türk Telekom hisselerinin %55’in
üzerindeki kısmının devlete ve varlık fonuna aitmiş intibaı uyandırsa
da, Sayın Bulut’un bunu kastetmiyeceği açık.
Ancak sanki o algıyı uyandırmak istemiş.
Sevgili dostlar, başta her gün bir vekili TBMM’de istifa eden bir parti
genel başkanı olmak üzere, sırf muhalefet olsun diye 2026 YILINDA HALKA AÇIK
KISMI HARİÇ TAMAMI YENİDEN DEVLET’E DÖNECEK MİLLİ BİR DEĞERİMİZİ BÖYLE YALAN VE
BİLGİ KİRLİLİĞİ İLE KARALAMAYA ÇALIŞAN, SIRF “ERDOAĞAN VE AK PARTİ ZARAR GÖRSÜN
DE GEREKİRSE MİLLİ VARLIKLAR BİLE YANSIN” DİYEN ZAVALLI KUKLALARIN OLDUĞU BİR
ÜLKEDE, GERÇEĞİ HERKES DUYANA KADAR SONUNA KADAR HAYKIRMAK ZORUNDAYIZ...
Sayın Bulut burada da bir tekrara düşmüş. Şu cümlesi de ilginç; “2026 YILINDA HALKA AÇIK KISMI HARİÇ
TAMAMI YENİDEN DEVLET’E DÖNECEK”. Ve gerçekten uzak… Yukarıda da açık, Türk
Telekom süresiz olarak kurulmuş bir şirket… 2026’da devlete dönmesi söz konusu
değil… Halka açık kısmı neden hariç?
Sanırız Sayın Bulut yazısını aceleyle yazmış ve kontrol etmemiş. Eğer bizim
bilmediğimiz hususlar varsa açıklarsa memnun oluruz.
GERÇEK GÜNEŞ GİBİDİR, BUNLAR GİBİLERİN BALÇIKLARI İLE SIVANAMAZ!
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN...
Bu iki cümlesine biz de canı gönülden katılıyoruz.
Ama Sayın Bulut Daha Önceki söyledikleri ile Türk Telekom kayıtları ile
çelişen bu yazıyı neden yazmıştır? Gerçekten merak konusu…
2026’ya daha çok var. Bu yazdıklarımın doğru olmadığı anacak o zaman belli
olur. Toplum da nasıl olsa unutur diye mi?
Unutulmaz, Sayın BULUT…
Aynen eski yazılarınızın unutulmadığı gibi…
Mesela geçmişteki şu
yazılarınızı unutmadık;
“Umarım 10 milyar tabandan başlayan ve açık
teklifte 15 milyara kadar varan bir fiyat bandı içinde bu ihale sonuçlanır. 10
milyar doların altındaki fiyatların kamuoyu tarafından kabullenilemez olduğunu
son cümlede bir kez daha hatırlatmakta yarar var.”[5]
“ Bu adrese girip, sol tarafta gördüğünüz 'Genocide
Commemoratin by Foreign Officials' başlığına tıklarsanız, Telekom ihalesini
kazanan şirketin sahibi Hariri'yi 1 Nisan 2004'te 'Sözde Ermeni Soykırımı'
anıtına çelenk koyarken görebilirsiniz...”[6]
Bu nedenle, bu yazdıklarınızı unutmadığımız gibi, bugün
yazdıklarınızı da ömrümüz vefa ederse 2026’da hatırlatacağız…
Gerek
Yiğit BULUT’un gerekse bu konuda diğer kalem oynatanların üzerinde durmadığı
bir konu var. Onu da biz dile getirelim.Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu 2010 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 2006-2007 ve 2008
yıllarına ilişkin denetim raporu hazırlamış ve hisse rehni uygulamalarına
dikkat çekerek, sorumluların belirlenmesi için çalışma yapılması şu ifadelerle
istemiştir:
"Hisse
rehni uygulamalarının niteliği ve uygulanabilirliği hususu netleştirilmelidir.
Hisse rehnine ilişkin Kurul gündemine alınıp karar verilmesi gereken konuda
yetki aşımı yoluyla değerlendirme yapıldığı ve görüş beyanında bulunulduğu
belirlenmiştir. Bu nedenle, söz konusu işlemler nedeniyle ortaya çıkan
sorumluluğun ve sorumluların belirlenebilmesi amacıyla konunun Kurum Başkanlığı
tarafından araştırma ve incelemeye tabi tutulması gerekmektedir."
Yani
OTAŞ’ın Türk Telekom Hisselerini rehin göstermesinin ancak kurul onayı ile
mümkün olduğu belirtilmektedir. Bu konuda BTK Kurul kararı almış mıdır? Kurul
kararı olmaksızın hisse rehinine onay verenler için işlem yapılmış mıdır? Yasal
olmayan bu rehin işlemini araştırmayan bankalar nasıl kredi vermişlerdir?
Üzerinde durulması, incelenmesi gereken sorulara bunlar da eklenmeli…
Son bir
soru;
Yiğit
BULUT bizim bildiklerimizi bilmez mi? Yoksa Türk Edebiyatının en eski söz
sanatlarından olan “Tecahül-i Arif” ile
söz ustalığını mı sergiliyor? Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı,
Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Telekom Yönetim Kurulu üyesi olan
BULUT’un bunları bilmeyeceği düşünülemeyeceğine göre, Yiğit Bulut gerçekten bir
söz ustası…
TELEKOMCULAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU
[1]
http://www.star.com.tr/yazar/telekom-batti-yalanini-uyduranlar-3b-iyi-okuyun-yazi-1380593/
[4]
https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/286191
[5]
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/yigit-bulut/telekom-ne-kadar-etmeli-750782/
[6]
http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/103496-telekomda-ermeni-parmagi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder